Carter (2022)

Elemanlar uçağa binene kadar sabrettim izledim. Sonra film train to busan ve bir acayiplikler parodisine döndü 😀 Hele o saçma sapan anlamsız gerzekçe diyaloglar çıldırttı beni. Kimse okumadı mı arkadaş bu replikleri. Oyunculuklar tamamen amatörce . Kamerayı sürekli sallamasalar baştaki aksiyondan zevk alıp kalan kısmı görmezden gelebilirdim de sanki biz bi sinekmişiz de bu karakterlerin altında üstünde vız vız dolanıp olayı izliyormuşuz gibi çekmişler. Bu arada film tek plan falan da değil ayrıca. Geçişler bariz belli oluyor. Efektlerle tek planmış izlenimi verilmeye çalışılmış. Zaten efektsiz sahnesi yok. Alelade yanan ateşi bari gerçek ateş yapsaydınız. Sonuç olarak başrolün abd de cia için çalışacak insan bırakmadığı über saçma bir film işte. Cüneyt Arkın için tek başına bizansı deviriyor diye dalga geçenler utanır mı acaba?

yine çılgın bir yönetmene denk geldik. ben kamera açılarına, yönetmenin bırakmaya çalıştığı ize bayıldım. geleceğin modern çekim tekniği budur. hatta şimdiden bu tarzda filmler yapılmaya başlandı. bu da örneklerinden biri. ileride tek plan çekilen filmlere de şahit olacağız.

filmle ilgili söyleyebileceğim 120 dakika boyunca inanılmaz bir aksiyon var. muhteşem bir tempo var. biz seyirci olarak film içerisindeki bu 120 dakikalık tempoya alışık değiliz. yönetmenin izleyicileri istediği kıvama sokabilmesi için hem filme hem de seyirciye inişler çıkışlar lazım. bu filmde hep çıkış var. yani bir aksiyon sahnesi ortalama bir aksiyonun ardından sona erer. bugüne kadar bunu gördük. ancak bu filmde aksiyonun başlangıcı, gelişimi ve sonucu izlerken hayrete düşürüyor. fikirler, yaratıcılıklar bitmiyor. karada başlıyor havaya sıçrıyor. suda bitecek diyoruz bambaşka bir hale bürünüyor. yönetmen zor bir film çekmiş.

byung-gil jung. bu yönetmen kimmiş, takibe alayım dedim. meğersem 2017 çıkışlı ak-nyeo (the villainess) filminin de yönetmeni aynı kişiymiş. o filmi izlediğimde de bu yönetmeni takibe almayı düşünmüştüm. o da çok güzel bir filmdi. hatta o filmi de 2 kere izlemiştim. yönetmenin benim tarzımla örtüşen bir aksiyon ve kareografi anlayışı var.

film boyunca olumsuz nokta olarak şunu düşündüm. aksiyon sahnelerindeki efektler daha önce 2000’in başlarında yapıldı ve yapanlar bu efektleri, bu sistemi geliştirip çok daha geçekçi hale getirdi. ancak bu filmin efektleri 2000’li yılların başında kalmış gibi. the matrix reloaded’ın 2003 yılında kullandığı sisteme çok benziyor. genelde kamera arkalarını da izleyen birisi olarak filmin %70’i bilgisayar ortamında hazırlanmış diye düşünüyorum.

diğer olumsuz nokta ise olmayan kopuk senaryo. bir çok soru havada kalıyor. bu aksiyonları gösterebilmek için arka zeminde yalandan bir senaryo var. yani bu filmi kalemin yazdıklarıyla değil, gözün gördükleriyle izlemek lazım. mantık hataları, kötü diyaloglar, seyirciye merak unsuru olarak verilen ama sonuçlanmayan unsurlar hep aksiyon sahneleriyle kapatılmış. bu filmin kağıt üzerinde yazan senaryosu pek önemli değil, bu yüzden bu açıdan değerlendirilmemeli. adamlar aksiyon sahnelerine yeni bir soluk getirmek istemişler. bunun için de zayıf bir hikaye ile bu aşamayı biraz hızlı kestirip atmışlar.

10 yıl boyunca aksiyon filmlerinde kullanılabilecek bütün çatışma, dövüşme fikirlerini ve kareografilerini 1 filmle vermişler. fazlasıyla doyurucu. 6.8/10

not: film burada sadece türkçe dublaj olarak yayınlanmış. ben orijinal dilde izledim. imkan varsa orijinal dil ile izlemenizi tavsiye ederim.

film Memento olarak başladı sonra Extraction olarak devam etti ek olarak Baahubali efektleri eklendi ve öyle de devam etti bu şekilde ilk bir saati devirdik sonra Train to
Busan a döndü bi yerlerde Resident Evil serpişti araya sonra en sonlarda Die hard çin edition moduna girildi 2. saatte ise Fast And Furious helikopter moduna döndü sonra GTA Vice City 6 yıldıza ek olarak UZUMYMW kodu etkinleştirildi sonra 2:04:12 kısmında S70 Skorsky helikopterine takla attıran pilotumuz devreye girmiş çinlilere şov yapmış ve berbat bir kapanış ile filmi bitti. Film okadar karman çormanki sonuna doğru yeter *** diyosunuz ileri sardırıyosunuz.
Çinliler ellerindeki imkanlara bakmışlar VFX CGI işte şu bu sonra birisi çıkmış demişki +karışık var mı
-var
+karışık koy yav
sonra ortaya bu film çıkmış…

Başım döndü midem bulandı izlerken kamera açıları salıncak gibi salladı beni.Ağrı kesici ve mide ilacı alıp devam edebildim filme. Gereksiz uzun buldum ben. Başrol Jon Won’u Alice adlı güzel bir Kore dizinden bildiğim için izledim. Gerçekten de hakkını vermiş rolün. Aylarca vücut ve dövüş çalışmış, dublör kullanmamış saygı duyuyorum ama 1.5 saate sığardı film. Kuzey Kore (KK) darbeciler başkanı “hafızan da senin mi acaba” dedi. CIA ne dedi, KK ajanları başka dedi. Doğrusu neydi açığa kavuşmadı. Tam trene binip gittiler e köprü uçtu yine öldüler a… Onca macera neye yaşandı o zaman? Çocuk antikordu da hastalara sarımsak görmüş vampir etkisi nasıl yapıyordu neden yapıyordu? 😀 Sürekli bir çift kapısı açık hava, kara, raylı ulaşım araçları arasında birilerini vurup durdular.. John Wick’te bile arada bir iki sakin sahne vardı tansiyonu düşürüren. Otobüste vurulan CIA abla “mike sensin gözlerinde görüyorum” diye ağladı. yolladığı videoda -estetik öncesi- mike bi amerikalı kadınla beraberdi. Bunlar açığa kavuşmadı? Kimdi o abla, DNA testi aynı çıktı Michael ile kim bu Michael?
Kafam uçtu….